Barok Gölge'den ameliyat sonrası (postop) notları
Gölge'lerin gücü adına!
Merhaba ben Gölge,
Yaklaşık üç dört aylık bir kediyim, annem Göttenbacak -anamın adıyla dalga geçeni hacamat ederim- müthiş korkak bir kedi, bizi de öyle yetiştirdi, kızkardeşimi ve beni.
İkimiz de tüm yaz Berte'ye tek gözümüz kapalı baktık, o da çapkın olduğumuzu düşündü çünkü yanaşınca korkup kaçtık. Ben delikanlı bir kedi olduğumdan büyük bir cesaret örneği gösterip usul usul yanaşmaya başladım. Önceleri elinde torba olan zamanları seçtim yaklaşmak için ki eli kolu dolu olsun, beni yakalayamasın. Sonra aleni bir şekilde bacaklarına sürünmeye falan başladım, bu arada gözümü silmekten falan bahsediyor, neden bahsettiğini anlamadığım için hafif tırsıyorum. Kızkardeşim benden tırsak, günler geçiyor derken...
Yakalandım, doğru eve, yüzüm gözüm silindi, kötü bir şey değilmiş, içeride yemekler de daha iyi, sonra doğru bahçeye geri kaçtım. Birkaç gün böyle sürünce gözüme ilaç da sürmeye başladı, vızıklanıyordum ama kendi patilerimle ertesi gün yine eve dalıyordum. Gözümden ise pimpis şeyler akmaya devam ediyordu.
Öyle günlerden birinde, gece vakti dışarıda kendisine binbir türlü kur yaparken ilk kez adımı söyledi: Gölge. (Ardından da bir eyvah dedi, anlayamadım) Ben de adıma uygun olarak gölge gibi peşine takıldım o gün bu gün.
Benden on yüz bin kat daha ödlek kızkardeşimin de gözünde sıkıntı vardı ama o hep tüyüyordu. Bir gün tüyemedik ve ikimiz de doğru veterinere... O garibimin ilk yakalanışıydı, ilk yakalanışta veterinere gitmek pek hoş olmasa gerek.
Haberler ikimiz için de pek iyi değildi. Onun bir gözü enfeksiyondan tamamen gitmiş durumdaydı, alınması gerekiyordu diğer göze atlamasın diye. Üzerine bir de üşütmüş, önündeki günler yakalanıp göz temizliği, Ba-cipro pomad ve antibiyotik içirilmekle geçince bir daha yakalamak bugüne kadar mümkün olmadı.
Hadi onun gözü belliydi, peki ya benim göz? Benim göz daha gıcık çıktı, çünkü entropium varmış, göz kapağım içeri doğru girdiğinden orada pis pis şeyler birikiyor ve gözümü kaybetme riskim var, haydaaa...
Bir süre antibiyotikli pomad sürdü Berte gözüme, bazen bu şekil de iyileşebilirmiş gözler, iyileşme oldu ama ilaçla geri dönüşü mümkün olmadığından piyango bir şekilde ameliyat olmam gerektiği kesinleşti. Hatta haberim yok ama bu cumartesiye üstelik hocadan randevu alındı bile, ne ibiş bir kediysem hep gittiğimiz yer yapamıyor ameliyatımı, hocaları yapacaki 600 tane pava üstelik, kızkardeşimin ise gözünün tamamı alınacak, sadece 400 pava.
E biz sokak kedisi olduğumuz için pavamız yok tabi, Berte'ye dedim madem bu estetik ameliyat (öyle kandırdı, göz kapağını gerdireceğiz genç görüneceksin, yuva bulman kolay olur diye) gelecekteki ev kediliği kariyerim ve gözümü kaybetmemem için önemli. O zaman bir fon aç, bi bişey yap.
Hem ameliyat sonrası genç görünmesem bile geçenlerde rastladığım kedilerine üç dört aylık bir kedi arkadaş arayan çift bana bir umut oldu. Ponponlarım olduğu için mülakatta elendim, yoksa şu an Berte'nin kedilerinden dayak yemektense kendi evimin prensiydim. Prens Gölge.
Aslında bir insan niye beni istemez anlamam, müthiş munis bir kediyim, yakışıklılık desen o biçim. Tüy desen kulaklarımdan bile çıkıyor, neyse ki insan değilim de güzel kızlar ıyy yerine ay çok yakışıklı diyor benim için. Makyajım güzelmiş, her gün tazeliyorum, olsun tabiy. Bilgisayardan da çok iyi anlarım, boyunda ve ayak ucunda yatarım, kucak severim. Tam aradığınız kediyim. Özetle bir kediden bekleyeceğiniz her özelliğe sahibim, daha ne istiyorsunuz?
Sizi bilmem ama ben kızkavdeşim ve benim ameliyat masraflarım için pava istiyorum. Üç beş atarsanız ben yarı kör, kızkardeşim tam kör olmaktan kurtulur. Onun adı galiba Cyrano, bu gece Berte 'Cyrano nerde? Cyrano nerde?' demiş, gelmiş bu salak. İçeride oynuyoruz şimdi, Berte'yi de rahat bıraktım ki yazabilsin. Onu almak ister misiniz bilemem ama fotojenik olmadığından olduğundan çirkin çıkmış fotoğraflarda hep, demedi demeyin, kızkardeşim güzeldir, benden daha korkaktır ama kucağa alınınca mırıldaktır.
Özetle ev de pava da arıyoruz efem! Mav!
Nasıl olacak derseniz bir anket yaptık: http://strawpoll.me/594697
(grup hediyesi kurmayı beceremediğimizi de ekleyelim, salak mıyız neyiz?)
Siyah Van Kedisi
Efenim hep burada yok yuva aranıyor, yok kediyi yıkadık nasıl kurulayacağız, yok mama yetiştiremiyoruz ayol gibi yazılar akıtıp duruyoruz, bir sefer de siyah Van kedisi yayınlayalım, niye bizim kedi videolarımız yok? Çocuklarımız kedi videosuna hasret mi büyüsün?
İşte tam da bu nedenle artık kedi mi dersiniz puma mı dersiniz pars mı, bu heyvanatın fideosunu paylaşmayı borç bildik dev kediler olarak.
Şu gözlere bak! Yakışıyo mu kediii?
Mature İran kedisi yuva arıyor efem
Fotoğrafta gördüğünüz, duyuruda konusu geçen sağlıklı Acem kızımız sahibinin alerjisi çıkması nedeni ile yeni bir yuva arıyor. Kısırlaştırılmış, değil karnesi aşısı, pasaportu bile var, kendisi ile Avrupa seyahatlaerine çıkabilir, Afrika'da filleri sevebilirsiniz. Özellikle marka kedi almak istiyorum ama pet shop'tan başka seçenek yok diyenlere duyurulur. Kendisi Beşiktaş'ta ikamet etmektedir. Ay pek de bilmiş.
http://www.eksiduyuru.com/duyuru/675507/
Antalya'dan üç bacaklı bir Golden yuva arıyor
7 8 aylık bu yakışıklıyı sokağa atmışlar, garibim sokak köpeklerinin saldırısına uğramış, üç bacaklı olduğundan mı artık, golden olduğundan mı kendini koruyamamış. Şimdi de ev arıyor, bahçe arıyor, güvende olacağı bir yer, dizine başını koyabileceği bir sahip arıyor. Daha detaylı bilgi için ilandaki numarayı aramak gerekiyor.
Şunu özellikle belirtmek isterim ki bir hayvanın üç bacaklı olması sadece sizin gözünüzde sorun, sizi şaşırtacak derecede herkes gibi onlar da.
Şehri Antalya ama siz almak istedikten sonra Fizan'da da olsa gidip bu yakışıklı köpüşü alırsınız bence.
https://www.facebook.com/cimcime.duman/posts/726191280729967
İletişim : 0 537 612 78 74 Yer : Antalya
Direnişte kaybettiğimiz tüm canlara ve Zıpzıp'ın anısına
Bulamadığımda da saklanmış ve güvende olduklarını ümit ettim, tutabildiğimi evime aldım. Zaman içinde sokakta baktığımız, hepsinin birer adı, tarihçesi olan bu kedişler karşıma çıktıkça da sevindim. Zıpzıp hariç...
Zıpzıp'ın gazdan öldüğünü neredeyse sahibi diyebileceğim, benim gibi sokak kedilerini her türlü gözeten doktor arkadaşım söylediğinde sesi titriyordu. Zıpzıp'ın yavrularının ikisi de ayrı ayrı trafik kazasında -dar sokaktan caddeye çıkmak isteyen holding araçlarının altında kalarak- ölmüştü, arkadaşım için de ayrı bir yeri vardı. Kim bilir böyle kaç can gitti?
Açıkçası bu tip durumlarda hayvanları oradan uzaklaştırmak ve yüzlerini gözlerini, gerekirse tüm vücutlarını antiasitli(Talcid, Rennie, Gaviscon) su ile silmek hariç ne yapılır hala bir bilgim yok.
Tüm vücutlarını kısmı özellikle yalanarak temizlenen kediler için geçerli. Üstüme başıma gaz sinmiş, yarı baygın eve gelip yatağa uzandığımda -kendimi gördüğüm ilk yere attığımda- kedilerim gelip yüzümü yalarlardı ve içim acırdı. Kendi tüylerindeki yetmedi bir de benden zehirleniyorlar diye. Öyle ki şöyle bir şey mümkün olsa hepsine maske alacağım:
Pisi: Süreç boyunca arşivinize attığınız veya kendi ürününüz olan her türlü görseli sourcatberry@gmail.com adresine gönderirseniz zaman zaman biriktirip buradan yayınlamayı düşünüyorum.
Dünyadaki en tehlikeli hayvan
Haberi okuyalı neredeyse iki hafta geçmiş. Elim bir türlü gitmedi, bu kadar uzun bir sessizliğin arkasından güzel bir haberle dönmek isterdim ama nafile...
"Akıbeti aynı olmasın diye yavrusunu boğan işkence mağduru ayı, sonra başını duvara vurup intihar etti."